Kolektif Travma Nedir, Etkileri ve Başa Çıkma Yolları Nelerdir?
Toplumsal travma olarak bilinen kolektif travmalar, hem bugün hem de uzun vadede bilmemiz ve üzerine okumamız gereken konular; çünkü tıpkı bireysel travmalar gibi toplumsal travmaların da yıllarca süren etkileri var. O halde gelin birlikte "Toplumsal travma nedir ve etkileri nedir?" öğrenmeye başlayalım!
Kolektif Travma Nedir?
Ruhsal travma, bireyin yaşamanı ya da geleceğini etkileyen olaylar karşısında yaşadığı olumsuz deneyime ve etkilere verilen isimdir. Kavrama ve baş etmenin oldukça zor olduğu bu tarz deneyimler sonrasında birey, yaşananları sindirmekte ve normale dönmekte zorlanabilir. Savaş, doğal afet, ekonomik kriz ya da pandemi gibi durumlarda ise travmalar bireyler değil, toplum tarafından kolektif olarak yaşanır. Bu tarz olumsuz deneyimler sonrasında toplum genelinde yaşanan travmalara "kolektif travma" ismi verilir ve yalnızca bireylerde değil, toplumun kültüründe ve sosyal yapısında da önemli değişikliklere neden olabilir.
Deprem Kolektif Travma mı?
Evet. Bu yazı dizisine karar verme nedenimiz olan Kahramanmaraş, Hatay depremleri de birer kolektif travma nedenidir. Deprem bölgelerinde yaşayan bireylerin yaşadığı travmanın yanı sıra depremin fizikî olarak etkilemediği bölgelerde yaşayan insanlar için de psikolojik etkileri vardır. Toplumca paylaşılan üzüntüler, yıkımlar ve çaresizlik hissi, bu kolektif travmanın en belirgin göstergeleridir.
Ancak, hepimizin bildiği gibi kolektif travmaları aşmanın en sağlıklı yolu, iyi olmaya çalışmak, ihtiyacımız olduğunda yardım istemekten geri durmamak ve çevremizde yardıma ihtiyacı olan bireyler olduğunda dayanışma göstermektir. Bu karakteristiği ile çok yönlü bir iyileşme süreci gerektiren kolektif travmaların belirtilerini ve yapılması gerekenleri bilmek, hem bizim birey olarak iyileşme sürecimiz hem de yardıma ihtiyacı olanlara yardım edebilmemiz için oldukça önemlidir.
Kolektif Travmanın Birey Üzerindeki Etkileri
Öncelikle belirtmek isteriz ki bunun bir reçetesi yok. Travmalara karşı hepimizin verdiği tepkiler birbirimizden farklı. Kimimiz öfke, şaşkınlık, çaresizlik gibi duygularla dışa vururken kimimiz travma kaynağı ortadan kalkana kadar yardımlaşma, dayanışma ağlarına entegre olarak güçlü kalabilir ya da uzun bir süre tepkisizlik, duyarsızlık gibi durumlar yaşayabiliriz. Ama bu toplumsal travma sürecini deneyimliyor ve bundan etkileniyor olduğumuz gerçeğini değiştirmez.
Bu nedenle, kolektif travmanın etkileri konusunda en bilinçli olmamız gereken nokta tam olarak bu; deneyimlerin farklılığı!
Akut Stres Tepkileri Neler?
Koelktif travmalar sonrasında bireylerin olumsuz duyguları daha yoğun yaşadığı ve ruhsal problemlerin daha yoğun olduğu ilk bir ayda verilen tüm bu karmaşık tepkilere "akut stres tepkileri" denir. Yukarıda da behsettiğimiz gibi akut stres tepkileri oldukça çeşitlidir ve ayırt etmek de bir o kadar zordur.
Bireyin yaşı, eğitim durumu, sosyal hayatı gibi birçok etken gösterdiği akut stres tepkilerinin de farklı olmasına neden olur. Bu dönemlerde, çevrenizde yaşananlardan etkilenmemiş gibi duran, ağlama-öfke-hüzün tepkilerini göstermeyen bireyler olduğunda suçlamak yerine akut stres tepkilerinin çeşitliliğini hatırlamak önemli.
Bu noktada dayanışma da ayrı bir önem kazanıyor. Duygularınızı anlamlandırmakta zorlanıyorsanız, profesyonellerden yardım istemek ya da yardıma ihtiyacı olan tanıdıklarınızı yönlendirmek çok önemli. Deprem sürecinde birçok psikolog ücretsiz danışmanlık vererek hem depremden doğrudan etkilenen depremzedelere hem de kolektif travmanın parçası olan herkese yardımcı olmaya çalışıyor. Sizin birey olarak kendiniz ve sevdikleriniz için yapabileceğiniz en iyi şey de yardım istemek!
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?
Akut stres tepkilerinin yaklaşık 1 ay sürdüğünden bahsetmiştik. Daha uzun vadeli stres tepkileri ise "travma sonrası stres bozukluğu" olarak adlandırılıyor. Toplumsal hafızaya kazınan birçok olumsuzluk da bu aşamada gerçekleşiyor. Travma sornası stres bozukluğunun bireyler üzerindeki etkileri ise uyku problemleri, beslenmeyi reddetmek, sağlıksız düşünceler, kaygı bozuklukları gibi birçok farklı şekilde karşımıza çıkıyor.
Kolektif Travma ile Baş Etme Yolları
Toplumsal travmanın ne olduğu ve travma sonrası stresin aşamalarına yukarıda değindik. Peki, bu durumla nasıl baş edeceğiz?
- Yalnız olmadığınızı unutmayın.
Travmaları toplum olarak geçiriyor olsak da en ağır basan his genelde "yalnızlık"tır. Ancak, yaşadığımız birçok duyguyu paylaşan milyonlarca insan olduğunu unutmamak çok önemli. Bu sayede, hem duygularınızı paylaşmak hem de yardımlaşmak için kanallar aramak çok daha kolay olacak.
- Tepkilerinizi göstermekten imtina etmeyin.
Tepkisizlik yaşamak ya da tepkilerimizi ertelemek oldukça insanî. Ancak, deneyimlerimizi kucaklamak, gerçeklikten kopmamak ve dışa vurmak da bir o kadar önemli; bu sayede, yardıma ihtiyaç duyduğumuz anlarda bize yardımcı olmak isteyen sevdiklerimize de alan açmış oluruz.
- Dayanışma ağlarının parçası olun.
Özellikle çaresizlik hissinden kurtulmasının en kolay ve faydalı yolu dayanışma ağlarının parçası olmak: yani faydalı olabileceğimiz alanlar yaratmak. Bunu yalnızca ihtiyacı olan insanlarla doğrudan temas kurmak ya da bağış yapmak olarak düşünmeyin. Evinizin ihtiyaçlarını bölgedeki yerel üreticilerden ya da geliri yeniden inşaya kanalize eden kurumlardan sağlamak da bir dayanışma yolu. Küçük ya da büyük fark etmeksizin çare olmak ve çare bulmak için birçok yolumuz var. Bu yolları denemek yalnızca kendimizin değil, toplumun iyileşme süreci için de oldukça değerli.
- Doğru kanallardan haber alın.
Toplumdaki akut stres tepkilerinden biri de "komplo teorileri" üretmek ya da haberler karşısında aşırı tepkiler vermek olabilir. Duyduklarınız, gördüklerinizin kaldıramayacağınız boyutlara ulaştığını düşünüyorsanız; komplo teorilerine inanmasanız dahi sizi çaresiz ve önemsiz hissettiriyorsa kendinizi bu tarz paylaşımlardan korumalısınız. Kendinizi ve psikolojinizi korumalısınız ki toplum olarak birbirimize daha etkin bir biçimde destek olabilelim.
- Üretin!
Evet, yanlış okumadınız: Üretin! Müzik, resim, yazılar, günlükler... Duygularınızı nasıl ifade etmek isterseniz öyle ifade edin ve toplumsal hafızaya katkı sunarak anektodlar düşün. Toplumsal travmaların kaydının tutulmaması, farklı bireyler ve kesimler tarafından etkilerinin izlenememesi ve ortaklaştırılamaması toplumda kopma, kutuplaşma ve duyarsızlaşmaya neden olabilir. Yaşanan travmaların toplumda bıraktığı izleri azaltmanın yolu ise toplumsal dışa vurum.
Toplumsal travmalarla başa çıkmanın yolları tabii ki bu kadarla sınırlı değil. Sürecin düşündüğümüzden çok daha uzun sürebileceğini ve her aşamasında dayanışma ve karşılıklı desteğe ihtiyaç duyacağımızı unutmayalım.