Evet, meditasyon özellikle de sabah erken saatlerde yapılırsa kişinin gün içinde daha az stres yaşamasına, düşünce akışını daha rahat kontrol etmesine ve olumlu düşüncelere yönelmesinin kolaylaşmasına yardımcı olur. Ayrıca, kortizol seviyesinin düşmesini ve hissedilen stresin azalmasını da sağlar.
Depresyonun Nedenleri Nelerdir?
Çağımızda hemen her yaştan insanın mustarip olduğu bir durum: depresyon, diğer bir deyişle klinik depresyon ya da majör depresyon.
Peki, her yaştan insanı etkileyen bu depresyon nedir, depresyonun nedenleri ve belirtileri nelerdir? Gelin, hep birlikte inceleyelim.
Depresyon Nedir?
Depresyon kişinin sürekli mutsuz, halsiz hatta değersiz hissetmesine neden olan bir duygu durum bozukluğudur. 1 aydan kısa süren durumlarda geçici bir ruh hali olarak değerlendirilirken 1 ayı geçkin duygu durum bozukluğu halinde artık kronik olarak adlandırılır.
Depresyon günlük işlerimizi ve sorumluluklarımı yerine getirmemizi zorlaştırmanın yanı sıra zaman zaman değersiz hissetmemize ve hayatta keyif alacak hiçbir şey bulamamıza neden olabilir.
Peki, Depresyonun Nedenleri Nelerdir?
Depresyonu tek bir nedene bağlamak mümkün olmasa da bazı durumlar bireyin depresyon yaşama ihtimalini arttırır:
- Depresyona neden olan durumlardan en önemlisi genlerimizdir.
Depresyon birçok insan tarafından bireysel bir durum olarak görülse de araştırmalar tam tersini söylüyor ve depresyonun biyolojik yatkınlıkla yakından ilgisini olduğunu kanıtlamaktadır. Ailesinde ya da gen havuzunda depresyon olan bireylerin depresyon yaşama ihtimalleri de daha yüksektir.
- Hormonal dalgalanmalar depresyona neden olur.
Evet, yanlış duymadınız. Hormonlarımızdaki değişimler de depresyona neden olabilmektedir. Bu nedenle, kilo alıp verdiğimizde de depresyona girmemiz oldukça normaldir. Ayrıca, troid bozuklukları, menopoz, andropoz, gebeliğin ilk ayları, doğum gibi durumlar da depresyona neden olur. Lohusa depresyonu olarak bilinen durumun nedeni de tam olarak budur.
- Nörotransmitterler de depresyonun biyolojik sebeplerindendir.
Sinir sistemimizde bulunan ve nöro-transmitter olarak adlandırılan bu kimyasallar depresyonu tetikleyici rol oynar.
Ayrıca, kronik depresyondan mustarip olan kişilerin beyinlerinde bazı fiziksel değişiklikler de saptanmıştır; ancak bu değişikliklerin mi depresyona neden olduğu, yoksa uzun süreli depresyon nedeniyle mi bu değişikliklerin meydana geldiği henüz bilinmemektedir.
- Geçmiş travmalar depresyonu tetikler.
Geçmişte yaşanan istismar, şiddet ya da ani korku gibi durumlar bireyin gelecekte depresyon yaşama ihtimalini arttırmaktadır. Bu sebeple, travmanın üzerinden ne kadar zaman geçmiş olursa olsun bir uzmandan destek almak ve kabullenme sürecini başlatmak çok önemlidir.
- Alkol, uyuşturucu ya da sigaranın aşırı kullanımı da depresyon nedenlerindendir.
Bu maddelerin her biri sinir sistemimizi etkilemekte ve biz farkında olmasak da her seferinde sinir sistemimizde izler bırakmaktadır. Uzun süreli kullanım ya da bağımlılık halinde ise kalıcı hasarlara neden olurlar ve depresyona davetiye çıkarırlar.
Sebep ne olursa olsun depresyon yardım almamızı gerektiren tıbbi bir durumdur. Hem günlük rutinlerimizi oluşturmak hem de uzman desteği almak depresyonu yenmenin yegane anahtarıdır.
Sıkça Sorulan Sorular
Depresyon genetik midir?
Evet, depresyona olan eğilimimiz genetik kodlarımız tarafından da belirlenir. Araştırmalar ailesinin depresyon geçmişi olan bireylerin depresyona daha eğilimli olduklarını göstermiştir; hatta depresyondaki bireylerin beyinlerinde de farklılıklar gözlemlenmiştir.
Hangi depresyon hapı daha iyidir?
Depresyon haplarının hepsi farklı özelliklere sahiptir ve kişinin duygu durumu üzerinde önemli etkilere sahiptir. Örneğin bir depresyon hapı bireyin intihara olan eğilimini arttırırken bir diğeri böyle bir etki yapmayabilir ve bu nedenle intihara eğilimi arttıran haptan kaçınmak gerekebilir. Bu nedenle de depresyon hapları doktor kontrolü olmadan asla kullanılmamalıdır. Her depresyon hapı herkese uygun değildir.
